GİRİŞ
Çağımızda her şey çok hızlı bir gelişme ve değişme süreci içerisinde bulunmaktadır. Bu
gelişme ve değişime uğrayan bilim dallarından biri de ekonomidir. Ekonomi bilim dalı özellikle
1936 yılında Keynes'in "Genel Teori"sini yayınlamasından sonra ve II. Dünya Savaşının
bitiminden itibaren büyük bir gelişme göstermiş bulunmaktadır. Yeni bilim dallarının doğduğu
ve geliştiği bu süreç içerisinde ortaya çıkan en önemli ekonomi bilimi alt dallarından biri olan
"Ekonomi Politikası" alt bilim dalıdır.
Uygulamalı ekonomi olarak ekonomi bilim dalının tarihi geçmişi en azından insanlık
tarihi kadar eskidir. Ancak bir bilim olarak kendini kabul ettirmesi o kadar eski değildir.
Özellikle 1960'lı yıllardan itibaren ekonomi politikası hızlı bir gelişme göstermiştir. Klasiklerin
müdahalelerden uzak ekonomi politikası görüşleri gelişme süreci içerisinde büyük değişiklikler
yaratarak sonunda Keynes'le birlikte müdahaleciliği ön plana çıkarmıştır. Bu durumda
müdahale araçlarının ve bu araçları kullanarak belli amaçları gerçekleştirme isteği
doğrultusunda ekonomik süreç kendi akışına bırakılmayıp arzulanan yönde etkileyip
yönlendirmeyi hedef seçmiştir. Bu bağlamda bu bilim dalına duyulan ihtiyaç günümüzde
önemini daha da artırmış bulunmaktadır.
Bir yandan ekonomik süreç ve yapıların artan oranda karmaşık ve çok boyutlu bir içerik
kazanması diğer yandan temel ekonomik sorunların çözümsüz beklemesi ve hatta çözüm
arayışlarının yoğunlaşması bilim olarak ekonomi politikasına olan gereksinimi daha da
artırmıştır. Zaten ekonomiyi bir sistemler bütünü haline getiren ve bir disiplin içerisinde
inceleyen A. Smith'de kitabına politik ekonomi adını vermemiş miydi.
Günümüzde giderek daha çok karmaşık hale gelen ekonomik ve sosyal ilişkiler
nedeniyle ülkeler içinde bulundukları konjonktür nedeniyle birbirlerinden daha çok
etkilenmeye başlamışlardır. Ancak bu etkileşim sonucunda ortaya çıkan olgular genelde
ekonomik istikrarsızlık şeklinde belirmektedir. Bu istikrarsızlık durumu da ülkelerin içinde
bulundukları gelişmişlik düzeyi ile doğrudan ilgili olarak; az gelişmiş veya gelişmekte olan
ülkelerde kalkınma sorunları; gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerde ise işsizlik istihdam
enflasyon ve stagflasyon sorunları olarak karşımıza çıkmaya başlamışlardır. Ancak
unutulmaması gereken konu ekonomide ortaya çıkan her sorunun mutlaka bir çözümü de
mevcut olduğudur ve sorunların hiçbiri doğmaya dayanmamaktadır. Bütün ekonomik
sorunların üstesinden gelebilmek ancak başarılı bir ekonomi politikası uygulanmasıyla mümkün olabilecektir.
Bireysel deneyimler ulusal veya uluslararası sorunların çözümünde yeterli güce sahip
olamaz. Ekonomide mevcut olduğu kabul edilen sorunların tam olarak tespiti yapıldıktan
sonra iyi tanımlanmaları tanımlara göre elde edilen bulguların tam bir analizinin yapılabilmesi
ve bu analizlerden elde edilecek bilimsel bulguların doğru ve birbirleriyle ve hatta ekonominin
içinde bulunduğu gerçeklerle tutarlı bir şekilde uygulama sahasına aktarılmaları gerekir. Bu
nedenle gerek politika üretenlerin ve gerekse bu politikaları uygulayanların bilim olarak
ekonomi politikasının tüm yaklaşımlarını yakından tanımaları ve uygulamada bu yönde hareket
etmeleri gerekir. Bu bağlamda ekonomi politikası üretenler ile uygulayanların da ekonominin
gerçeklerinden kopmadan politik çıkar kaygısına düşmeden bu politikaları uygulayabilmeleri
gerekir.
Kuramsal ekonomi konuları "neden-sonuç" ilişkileri içinde inceler ve analiz eder. Oysa
politik ekonomi ya da ekonomi politikası konuları ve sorunları "amaç-araç" ilişkisi içinde
incelemek ve analiz etmektedir. Biz bu çalışmamızda bu farklı yaklaşım ve analiz
yöntemlerine dayanarak konuları ekonomi politikasının temelleri olarak ele almış ve
analizlerimiz bu bağlamda gerçekleştirilmiş bulunuyoruz. Ancak unutulmamalıdır ki ekonomi
toplumun tüm sosyal ilişkilerini kapsayan sosyo-politik bir bilim dalı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu nedenle ekonominin bilimsel ve sistematik temellerini açıklamadan
ekonominin özel dallarıyla -makro ekonomi mikro ekonomi ve kantitatif ekonomi gibiilgilenmek
okyanusta pusulasız yol almaya benzer. Ekonomi politikası alanında ulaşılan kısmi
bilimsel bulguların tutarlı bir sentezi ve göreli önemlerinin doğru ve tutarlı bir sentezinin
yapılabilmesi için ve göreli önlemlerinin doğru değerlendirilmesi için konuyu kuramsal ve
sistematik açılardan ele alan genel ve temel bilgilerin önkoşul olarak bilinmeleri gerekmektedir.
Öte yandan bilimin her dalında uğraş için temel bir önkoşul bilimin kendi dilini
geliştirmesidir. Ekonomi politikasının bilim dili kuramsal ekonominin bilim dilinin aynısı
olamaz. Ancak bundan yararlanabilir ve er veya geç ekonomi politikası kendi bilim dilini
geliştirmek zorunda kalacaktır. Bunu yaparken de kuramsal ekonominin "neden-sonuç"ilişkisi
üzerine kurulu dilini normatif bilim olan ekonomi politikasının "amaç-araç" ilişkisi üzerine
kurulu dilini kendi anlatım biçimine dönüştürmelidir. Bu işlem H. Erkan'ın da belirttiği gibi
ekonomi politikasının bilimsel sistematik temellerini veren genel ekonomi politikası içinde
gerçekleştirilmelidir.
Biz çalışmamızda bu noktaya varmaya çalıştık.
Ekonomi biliminde ilgilenen hemen herkesin makro-mikro ekonomi ve hatta
ekonometriye ilişkin temel teşkil eden bilgileri edinmeden ekonomi politikasına yöneldikleri
görülmektedir. Oysa bu tür çalışmaların kolay anlaşılabilmesi için analitik ekonomi kuramına
ilişkin temel bilgilere gereksinim vardır. Bununda ötesinde. ekonomi politikasına ilişkin
sorunların bilimsel olarak incelenmesi toplumbilim siyaset bilimi anayasa ve idare hukuku
alanlarında da gerekli bilgilere sahip olunmasını gerekli kılmaktadır.
Kitap IX bölümden oluşmaktadır.
I. Bölüm de ekonomi politikasının konusu ve yöntemi ile ekonomi politikasının
ekonomi içindeki yeri ve üretim faaliyetleri incelenmiştir.
II. Bölümde Ekonomik düzenin sistemleri bu sistemin III. Bölümde Ekonomi politikasının amaçları inceleme konusu yapılmıştır.
IV. Bölümde Ekonomi politikasında temel ekonomik düzen politikaları amaçları ve
etkinlikleri incelenmiştir.
V. Bölümde Ekonomi politikasının araçları araç çeşitleri araçların sistemleştirilmesi
ve uyumlaştırılması ile ekonomi politikasında düzen ve süreç politikası araçları incelenmiştir.
VI. Bölümde Ekonomi politikasında araçların etkilerinin analizi detaylandırılmıştır.
VII. BölümdeEkonomi politikasında karar birimleri ve karar alma sürecinde irade
oluşumu konusu açıklanmıştır.
VIII. Bölümde Ekonomi politikasında sorunların teşhisinden tedavi yöntemlerine dair
açıklamalar yapılmıştır. Bu bağlamda öngörü planlama programlama ve karar modelleri gibi
elemanların açıklanmasına özen gösterilmiştir.
IX. Bölümde Türkiye'de ekonomik düzen ve süreç politikalarının analizi yapılmıştır.
Bu bağlamda Türkiye'de ekonomik sistem incelenmiş ve piyasa düzeni ile süreç politikası ve
araçları açıklanmıştır.
Bu kitabın hazırlanmasında bize kaynak temin eden ve bilgi aktaran burada isimlerini
sıralayamayacağım kadar çok meslektaşıma özellikle Uludağ Üniversitesi İİBF öğr. Üyesi
Prof. Dr. İlker Parasız'a Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Dekanı Prof. Dr. Halil
Çivi'ye ve beni sürekli yüreklendirerek cesaret veren değerli dostum ve sn. hocam Prof. Dr.
Yavuz Gündüzalp'e içten teşekkürlerini sunmak isterim.
Doç. Dr. Şevki Özbilen