Mezhepler konusunda klasik dönemde yapılan çalışmalarda göze çarpan en önemli unsur fırkaların tanıtımı ve görüşlerin aktarımındaki tarafgir tutumdur. Bu durumun birçok sebebi vardır; en önemlilerinden biri müellifin bir mezhebe aidiyeti ve düşünce dünyasının oluşumunda mezhepsel unsurların etkili olmasıdır. Bu sebeple müellif kendi bulunduğu düzlemi esas kabul ederek diğer dinî yapıları eleştiriye tâbi tutar.
Fahreddin Râzî'nin Türkçede ilk kez basılan er-Riyâzu'l-Mûnika fi Ârâi Ehli'l-İlm isimli eseri mezhepler hakkında yazılmasına rağmen tarafsız bir tutum sergilemektedir. Tahkik metodunun kullanıldığı bu eserde Râzî mezhepler hakkındaki tarihî bilgileri ve mezhep teorisyenlerinin görüşlerini bazen salt aktarımla bazen de kendinden önce yazılmış eserlerdeki yanlış anlaşılmaları düzelterek sunmaktadır. Günümüze eksik bir şekilde ulaşmış olmasına rağmen Râzî'nin bu eseri hem kelâm hem de mezhepler tarihi açısından önemli bilgileri ihtiva etmektedir.