Hegel'den Nietzsche'ye 19. yüzyıl felsefe ve düşünce tarihi üzerine yazılmış en önemli eserlerden biridir. Löwith bu klasiğinde Hegel ve Nietzsche'yi 19. yüzyıl Alman düşüncesinin tarihinin iki ucu olarak konumlandırıyor. Hegel ve Nietzsche yüzyılın tarihinin başı ve sonudur ama düşüncenin kendisi söz konusu olduğunda baş ile son adeta yer değiştirir. Karşıtlıkların evrensel uzlaşmasını temellendirmeye dönük rasyonalist çerçevenin mimarı Hegel'den modernliğin hiçliğine karşı yeni bir başlangıcın peşinde paradokslar ve çelişkiler karşısında asla geri çekilmeyen Nietzsche'ye kadar düşünce hangi dönüşümlerden geçmişti?
19. yüzyıl geçmişten mutlak kopuşu kadar 20. yüzyıl üzerindeki etkisiyle anılıyorsa Löwith'e göre bunda en çok pay sahibi olanlar hiç şüphesiz Marx ve Kierkegaard'dır. Bu iki düşünür Hegel'in öne sürdüğü uzlaşmaların altında gizlenmiş olan devrimsel dönüşümlerin sonuna kadar gitmeyi tercih eder. Löwith de Goethe ile Hegel'in arasından geçip Feuerbach'tan Stirner'e Marx ve Kierkegaard'dan Nietzsche'ye ilerlerken düşüncenin problemlerindeki dönüşümleri izler. Dönüşümü en tutarlı ifadesine kavuşturmak için çırpınan bir yüzyılın ruhu daha önce belki hiç bu kadar yetkin bir biçimde ortaya konmamıştır.