Muğlak bir geçmiş kuzey hattı boyunca yükselen devasa duvarların arkasındaki ulaşılmaz cennet ve satması gereken ıvır zıvırlar; bunlar çözümü olmayan ama Grisis'in tekdüze giden hayatındaki en ilgi çekici şeyler sayılırdı. Fakat bu tekdüzelik gizemli tarafını ortaya çıkarmaya zorlayan bir dizi olay meydana gelene kadardı. Korumak istediği genç bir kız ve yakından tanımak istediği son derece garip bir adam bu sıkıcı ama güvenli hayatını bozmaya yetmişti. Grisis olgusal bakış açısına sahip biri olarak onulmaz merakını dizginlemeyi düşünmeden öne atılırken önünde bekleyen tehlikelere meydan okumuştu bile. Üstelik güneyde yükselen savaş çığlıkları yüzyıllardır süren barışı tehdit ederken bir cinayet yaklaşan karanlık günleri müjdeliyordu. Bu ölümün ve yaşamın sefaletin ve refahın hırsın ve yetinmenin bunların ötesinde ise insanoğlunun Büyük Tükenişten sonraki var olma savaşının hikayesidir.