Grisis ağır bedeller ödeyerek Duvar savaşından sağ çıkmıştı. Karaöfke'nin yakıp yıktığı bölgeler yavaş yavaş savaş yaralarını sararken Grisis'in üstündeki tuhaf ruh hali geçirdiği beklenmeyen dönüşümlerin sebebi olabilir miydi? Kendi içine yaşadığı bu yanılsama savaşını kazanmaya çalışırken Tanrıların makineleri daha önce görülmedik bir biçimde kendilerini göstermeye başlıyordu. Tekrar ayağa kalkmaya çalışan Grisis hayatı boyunca her şeyi hesaplayarak hareket eden biri olarak derin çelişkiler içindeydi. Fakat bu uzun sürmeyecek ve kendi hakkında yeni şeyler keşfederken içgüdülerine daha çok güvenmeye başlayacaktı. İçgüdüleri ve Düşünür her ikisi birden artık yeniden yola çıkma zamanının geldiğini söylüyorlardı. Bir yolculuk üç omurga ve yaklaşan kaçınılmaz kıyamet. Grisis'in ve geri kalan dünyanın sonu mu geliyordu? Bu kez kendini tekrar keşfetmenin gerçek dostların ve kayıp hatıraların hikayesi savaş makinelerinin gölgesinde yükselecek.