Kapitalizmin geç döneminde kültür ve ekonomi arasındaki ilişkiyi anlaşılır kılma yönündeki çalışmalara gerçekten de ihtiyaç duyulmakta. Ekonomiler geliştikçe ve kapitalizm yeni uğraklarına üstelik gittikçe doğal karşılanan ölçülerde taşındıkça ekonomi ve kültürün birlikte nasıl konuştuğunu anlamaya dair çabalar bugüne değin mutlu mesut bir yürüyüşün adımlarını tek başına gerçekleştirdiği düşünülen ekonomi bilimine yöneltilen yeni sorgulamalar ile birlikte yükseliyor. Bu kitapta amaçlandığı üzere yaratıcı endüstriler tam da kültürün ekonomi ile birlikte nasıl ilişkilendiğini siyasa kuram ve ekosisteme dair bir alan ekseninde okumayı amaçlıyor. Bu yönüyle de hiç değilse Türkiye'de erken dönemli tartışmanın ekseninde kurarken art alanında önemli bir soruya da yer veriyor. Ülkelerin gelişmesi için yaratıcı endüstriler yeni refah ve istihdam kaynakları olarak öne çıkarken yaratıcı endüstrilerin ülkelere üzerinde yürünmesi gereken nasıl bir patika bıraktığı tartışmanın ilk sorusunu oluşturmakta. Bu kitapla birlikte gelişmekte olan ülkeler için tam da söz konusu patika erken dönemli bir yürüyüşün adımları olarak üç ana uğrak içinden bakılarak tartışılmakta. Yeni düşüncelere güç vermesi dileği ile...