"Amuda kalktığında dünyayı sırtladığını zannetmektir aşk..."
Adı Melina'ydı onu Şili'nin başkenti Santiago'da tanıdım ya da Santiago'yu onunla
tanıdım ikisi de doğru. Bir yanlış varsa o da bendim keza Melina adındaki şahaneye
tutulduğumda gerçek adının "Meliha" olduğunu bilmiyordum haliyle Türk
olduğunu da. Öğrenince insafsızca terk ettim. Bana demişti ki "Herkes ait olduğu
yere geri döner." Bunu çok düşündüm; uçağa binip Türkiye'nin yolunu tutuğumda ait olduğum yere mi dönüyordum yoksa ait olduğum yerden mi kaçıyordum?
Bir süre sonra Şili'ye geri gelmem ikinci yanlışım oldu. Keza Meliha'yı Şili'nin kuzeyindeki bir balıkçı köyünde bulduğumda seksen yıllık bir lanete bulaştığımdan haberim bile yoktu. Yalnızca beni affetmesini istiyordum ve onu oradan alıp götürmeyi...
Öyle olmadı ama. Çöl toprağına gömülü bir tabutun içinde gözlerimi açtığımda bütün hakikat üzerime çullanmıştı ve dehşetle haykırmaktan başka elimden gelen hiçbir şey kalmamıştı.
Eski hikâyeler eski basamaklara benzermiş ve denk gelirse düşürürmüş benim
düşüşüm de böyle oldu işte hem de ait olduğum yerde!