Bize göre mesele sık sık ileri sürüldüğü gibi "usdışı olana payını vermek" değil tam tersine belirsizliği ve bilmemeyi en aza indirmek; Marksizmi üçüncü bir yol ya da idealist bir hümanizm adına yadsımak değil insanı Marksizm içinde yeniden ortaya çıkarmaktır.
Savaş sonrası Avrupa düşünce dünyasında devrim yaratan Jean-Paul Sartre'ın 1957 tarihli bu uzun denemesi varoluşçuluk felsefesini Marksizmle uzlaştırma olasılıklarını sorguluyor. Varoluşçuluğun yaşadığı çağın egemen felsefesi olarak gördüğü Marksizmi destekleyen bu düşüncenin pratik izdüşümlerinin kısıtladığı bireysel özgürlüklere tepki olarak gelişen bir ideoloji olduğunu belirten Sartre tüm aykırılıklara rağmen bu iki düşünce biçiminin tutarlı ve uyumlu olduğunu öne sürüyor.
Daha sonra Diyalektik Aklın Eleştirisi'ne öndeyiş olarak eklenecek bu deneme Sartre'ın bir şekilde sunacağı Varoluşçu Marksizm düşüncesinin köşe taşı rolünü üstleniyor. Yöntem Araştırmaları yirminci yüzyıl düşüncesinde kurulan önemli bir köprünün ilk ayağı.
"Sartre aynı Erich Fromm gibi Marksizmi Marx sonrası kuramcılarla ya da Sovyetler Birliği'nde kurumsallaşan komünizmle özdeşleştirmeyi reddediyor."
Hazel E. Barnes
#varoluşçuluk #marksizm #diyalektikakıl #felsefe #radikalözgürlük #komünizm