Tarih eğer bir kukla oyunu olmayacaksa ruhsal olayların tarihidir. Anlattığı bütün dışsal olaylar bir yandan itkilerle irade eylemleri arasındaki köprülerden öte yandan o dış olayların sebep olduğu duygu reflekslerinden başka bir şeydir.
Ruh düşünmekte olduğunun bilincine varmadan önce içinden sonsuz çoklukta düşünce özleri geçer.
Tarih felsefesi 'Tarih Yasalarını keşfetmektir' deniyor.
Bambaşka bir bilimde mesela fizik astronomi psikoloji karşılaştırmalı dilbiliminde araştırmacıdan yalnızca tekil malzemenin toplanması istenip yasaların tespiti bir felsefeciye verilecek olsa ne denirdi buna? Bu tuhaflığı açıklama denemesi bizi tarihsel yasa kavramının kendisini incelemeye götürüyor.
Her insan kendini herhangi başka birinden bin kat daha iyi tanır kendisi hakkında herhangi birinden hatta en yakınından bile daha çok şey bilir. Ama gene de başkası bize bizim kadar yarım bizim kadar eksik bizim kadar bir bütün değil ve bizim kadar kendi içinde tutarsız görünemez.
Alman düşünür Georg Simmel bu kitabında; tarih insan bilinç ve doğa sorunlarını farklı açılardan incelemektedir.