Her insanın içinde bir "Gurbet Yolu" vardır. Bu yol onu bazen aydınlıklara götürür bazen de karanlıkların girdabında yok eder. Ancak yüreğinin sesini dinleyen insanlar bu yolun sonunda selamete çıkar.
Gurbet Yolu Kemal Yıldırım'ın bakış açısıyla kaleme alınmış bir gurbet hikâyesi aslında...
Gurbet kimine göre alın yazısı kimine göre ekmek kavgası...
İnsan gurbete sadece kendi geleceğini düşünerek gitmez aynı zamanda ülkesinin geleceğini de düşünür ülkesine faydalı olmaya çalışır.
Bu romanda anlatılan gurbet ellerde kendisinden çok ülkesi dili ve dini için uğraşan bir Türk gencinin hikâyesidir
Ömer kalbimdeki aşk yarasını içinde götürür. O yara hiçbir zaman kabuk bağlamaz.
Bir insanın bir kusuru ile dalga geçmek sizi sonunda kendinizden utanılacak duruma getirebilir. Hele bu insan vatan uğruna çarpışırken yaralanmışsa...
İşte hikâyenin sonunda tam da taşı gediğine koyuyor yazar. Bir insan kusur olarak gördüğü yaralı kol sayesinde ölümden kurtuluyor.
Bu romanı okurken bir yandan gurbet yangınlarını içinizde hissedeceksiniz bir yandan da Ömer'in gönül yarasına şahitlik edeceksiniz...