2016'da Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Bob Dylan'ın bu tek edebi eseri ilk yayımlandığında son derece "tuhaf" yapısıyla bazı eleştirmenler tarafından ciddiye alınmayacak bir "sayıklama"olarak görülmüş ama bir yandan da korsan kopyaları sayesinde Dylan hayranları arasında bir yeraltı efsanesine dönüşmüştü.
Dylan'ın bir "rockstar" olarak ününün zivresindeyken yazdığı Tarantula (1966) fırtınalı 60'lı yılların bütün parıltısı ve karmaşasını bir tarantulanın çoklu bakışıyla -tarantulaların sekiz gözü vardır- sunarak başdöndürücü bir etki yaratıyor. Öfkeli ironik absürt komik pek çok bakışın şenlikli bir zihinde birleştiği bu anlatı Dylan'ın şarkılarının en belirgin özelliklerini -muhalif bir tutum dil oyunculuğu kendiliğindenlik gündelik olanın ve sokağın kayda geçirilmesi- taşımasının yanı sıra şiirle düzyazı arasında gidip gelen avangart bir edebiyata doğru açılıyor. Esin kaynakları Rimbaud'dan Walt Whitman'a ve Beat kuşağına kadar uzanan Tarantula döneminin rock'n'roll ruhunu deneysel bir edebiyatla buluşturuyor.
Tarantula ayrıca 68 rüzgarının karşı-kültür öğelerini de içeriyor: savaş ve kapitalizm karşıtı otorite figürleriyle alay eden ve duyulmayan seslere aracı olan bir minör-ses duyuluyor kitap boyunca. Dille oynayan kendi tuhaf tonlarını yaratan ve çarpışan kelimeleriyle okuru "esrik" bir yolculuğa çıkarabilecek bir ses.