Bu kitapta edebiyatta genellikle yapıldığı gibi dışsal gerçekliğin ve olayların kişilerin iç dünyalarını nasıl etkiledikleri değil; kişilerin iç dünyalarının dışsal gerçekliği ve olayları nasıl şekillendirdiği anlatılıyor.
Dışsal gerçekliğin ve iç dünyanın sınırlarının belirsizleştiği alanda iki taraf arasında tercümanlık yapan duygular kitabın asıl kahramanları olarak öne çıkıyor. Bu nedenle kitapta öyküler boyunca aynı kişiden söz ediliyor ve olay örgüsünde akıl almaz şaşırtıcı hatta ilginç denebilecek olaylara yer verilmiyor. Öykülerin anlatıcısı olan kişinin ağzından dışsal gerçekliğin ve olayların iç dünyanın etkisiyle nasıl değişimlere ve bozulmalara uğradığı ele alınıyor.