TRAVMA GÜNLERİNDEN ARTA KALMIŞ BİR RÜYANIN TAMAMI...
Dehşet sonrası sessizliğin ağırlığı vardı üzerimizde. Sömürülmüş duygularına ve koparılmış uzvuna tanık olmanın travmatik sessizliğiydi bu. O anın sessizliği dehşetin varlığını depreştirmek ister gibiydi. Yanına yaklaşabilmeyi sırtındaki yumuşak yünleri okşayabilmeyi sana teselli verecek bir kaç cümle sarf edebilmeyi isterdim. Ama o küçük ağzını açıp da boncuk boncuk gözyaşlarını dökerek öyle acılı öyle dertli ve öyle içten ağlıyordun ki sana teselli vermek yerine boynuna sarılıp seninle ağlamak geliyordu içimden.
Yaser Sevim ilk kitabı ile okuyucusunu Mezopotamya'nın kadim topraklarına götürüyor. Kurban edilmek üstünden derin bir kültürü irdelerken gelenekler din ve insan üçgeninde okuyan herkesi bir masalın içine hapsediyor.