...Kaç saat olmuştu evden çıkalı? Evden çıkmadan önce kafesi açıp kuşunu uçurdu. Bir ismi yoktu kuşun. Kuştu o. Kediyi sokağa bıraktı. Onun da bir adı yoktu. Kediydi o. Ölü balıkları toplayıp çöp kovasının içine attı. Onları bırakabileceği bir denizi yoktu. Öylece çıktı evden. Kalacak bir neden kalmamıştı. Derin bir nefes aldı. Menekşe kokuları denizin kokusuna karıştı. Elbisesini çıkardı hardal sarısıydı elbisesi; severdi bu rengi. Denize doğru yürümeye başladı. Küçükken dinlediği başka bir masal geldi aklına kaybolan küçük kızın masalı. Aslında kaybolmamıştı o kız. Denizin derinliklerine sığınmıştı. Yukarda kimse kalmamıştı. Yukarıya doğru yüzmeyi unutmuştu önce sonra da denizde yaşayan diğer çocukların hiç büyümediklerini kirlenmediklerini fark etmişti ve orada kalmaya karar vermişti... Dalgalara bıraktı kendisini. Yüzmedi. Oyunlar kurdu kafasında denizin derinliklerinde kaybolurken oynayacağı oyunları düşledi."