İnci kuyumcu vitrinlerinde hemen gözümüze çarpar kendine has ışıltısıyla. Farklı bir albenisi vardır. Bu yüzdendir ki bazen ne kadar kıymetli olduğunu göstermek için alınır sevgiliye bazen boş kalan narin gerdanı süslemek için. Ne amaçla olursa olsun kimse düşünmez incinin çıkarılış hikayesini satın alırken. Bilmez gerdandan önceki serüvenini. Nefesini tutup dalarken suya dalgıç ciğerleri çatlarcasına özlemişken oksijeni bir tane daha istridye bulma umudundadır. Kimse bilmez dalgıçın çektiğini. Her incinin ayrı bir çıkarılış hikayesi vardır. Kimi bir kayanın hemen üstünden kimi suların karanlık derinliklerinden çıkarılır. Bizim öykü ve şiirlerimiz de birer incidir. Hepsinin ayrı hikayesi aşkları sevdaları acıları yaşanmışlıkları vardır. Hepsi de yaşayan için iyisiyle kötüsüyle anılar biriktirir içinde. Bu anılar da hayatı yaşatır zamanın dilimlerinde. Tek başına inci güzeldir fakat biraraya geldiklerinde anlam kazanır daha da güzelleşir gerdanı süsler. Tıpkı bizim öykülerimizin biraraya geldiğinde bir anlam kazandığı gerçek hayatı süslediği gibi. Bazı anılar incidir bazıları incitir.