Felsefe okuyucuları ya da farklı düşünmeyi deneyenler bunu hep daha tecrübeli olanlardan öğrenir. Bu durum düşünmeyi sanat haline getiren kimselerde zayıflar; hatta gittikçe ortadan kalkar. Okuma sürecindeki varsayımlar teoriler sistemli düşünceler büyük filozoflardan ve düşünürlerden yapılan alıntılar öykünmeler artık sindirilmiş kana karışmış ve düşünürün kendine ait hale gelmiştir. Diğer bir ifadeyle uzun bir dönem kütlesel olarak yararlanılan metin ve fikirler kavramsallaşıp kana karışarak artık yeni bir akılda yeni bir varlık kazanmıştır. İslam filozofları söz konusu yetkinliği "müstefâd" akıl olarak nitelendirir. Felsefe ve düşünmek onlar için gündelik yaşamın bir formu haline gelmiştir. Bu bağlamda filozofu filozof yapan şey felsefenin özel sorunları değil sıradan sorunları evrensel sorunlara dönüştürme yetkinliğidir. Diğer bir ifadeyle filozofun dokunduğu dile getirdiği her nesne felsefi bir kılığa bürünür. Filozof adayının sınanacağı alan yetkin filozofların metinlerini çok iyi bir şekilde anlama yorumlama ve izah etme değil teknik bir felsefe yapma maksadı gütmeden sıradan insanların günlük yaşamlarından alınan sorunlar bu sorunların anlaşılması çözümlenmesi ve izahında gündelik dilden üreteceği terimlerle kavramsal bir dünya yaratmada göstereceği başarıdır.