Gözlemci katılımcılar araştırmacı ve çalışmaya katılan araştırma öznesi arasındaki mesafeyi azaltırken sahada aktif bir rol alırlar. Onların dünyalarına daha fazla entegre olurlar ve bu süreçte kendileri de bir tür zihinsel ve bedensel dönüşümden geçer. Gözlemci katılım mesela gazetecilikte olduğu gibi gündelik yaşam akışının dışarıya son derece kapalı olduğu etnografik sahalarda araştırmacıya çok daha iyi bir sahaya giriş pozisyonu sağlar; bazen de bir zorunluluk ortaya çıkar. Kumarhaneler üzerine çalışan Jeffrey Sallaz'ın bazı kumar oyunlarını ve hilelerini öğrenip kumarhanede çalışmasından boksörlerin Bourdieucu perspektiften habitusunu anlamak için boks öğrenen Loic Wacquant'a ve cezaevleri ve ırkçılık üzerine etnografik bir çalışma yürüten Michael Walker'ın kendisinin bir mahkum olmasına kadar çeşitli örneklerde gözlemci katılımın işlerliğini görmek mümkün. Bütün bu örneklerde amaç yerli olmak ya da yerlinin öznelliğini işgal etmek benimsemek ya da taklit etmekten ziyade bu öznelliğin ya da Bourdiecu anlamda habitusun araştırmacıda tecessümünü hissetmek onun farkında olmak ve üzerine araştırmacı kimliği ile düşünüp bu öznelliği analiz edebilmektir.