İllegal bir dünyanın içine doğan Hazel Saraç küçük yaşlardan itibaren gerçekleştirdiği kusursuz operasyonlarla devletin tam karşısında durarak yalnızca Türk istihbaratının değil dünya çapında birçok istihbarat kurumunun takip listelerinin ilk sıralarında yer aldı. İstemediği kadar yasa dışı işlere karışırken kaçtıkça sonu gelmeyen bir bataklığın arafında karanlığa kapıldı.
Yıllar sonra kapıldığı karanlık onu yutmak yerine yeni bir ışık yaktığında artık karşısında yakacak yıkacak yok edecek tehlikeli bir sevda vardı...
O avucuna aldığı kurbanlarını acımadan öldüren devletin en karanlık yanı aldığı her cana karşılık yeni bir hayat veren bir doktor. O Kamer Güney Soykıran.
"Gözlerindeki masumluğa öylesine kandım ki arkasına sakladığın acımasız kadının varlığını göremedim iz bırakan."
Türk istihbaratının yıllardır peşinde olduğu azılı bir suç örgütü dördüncü sınıf tıp öğrencisi genç bir kız tarafından yavaş yavaş avuç içine alınırken; bu tehlikeli oyunun sonunda verilen kayıplar her iki taraf için de büyük sorunlar yaratacaktı.
Ve...
Oyun başladı...