Tarih milletlerin aynasıdır hafızasıdır. Yüzü gülmeyen asık suratlı ihtiyar değil insanları güldürürken ağlatan ağlatırken düşündüren ak sakallı ve nur yüzlü bir pirdir.
Tarih mevcut olan millî ruhları besleyen ve güçlenmesini sağlayan milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse onu biçer. Rüzgâr eken elbette fırtına biçecektir. Milletler kuvvetlerini ve ilhamlarını tarihlerinden alırlar. Çünkü insanlar mazileriyle milletler tarihleriyle istikbale koşarlar.
Bugünü bilmenin yarını bulmanın yolu dünü öğrenmekten geçer.
Tarihimiz bir deryadır. Muhteşem mazimiz kıtalar bir yana perçin vurup yastık ve yorgan yaptığımız bu deryanın beyaz ve mavi köpükleri arasında yatmaktadır. Avrupa tarihi bizim tarihimiz içinde erimiş benliğini bulmuştur. Hele hele Osmanlısız bir dünya tarihinden bahsedilemez.
Biz bu çalışmamızda tarihte ve tarihimizde az bildiğimiz veya bilmediğimiz düşündüren güldüren ve ağlatan olaylardan harmanladığımız anekdotlara yer verdik.
Ağırlık noktamız her zaman olduğu gibi Türk tarihinin dört de üçünü kaplayan Asırların Çınarı Osmanlı oldu.
Bu kitabımızla halkımız yanında öğrencilerimize ve öğretmen arkadaşlarımıza da Tarih derslerini işleyişinde yardımcı olmak istedik.