...Nasıl söylenirdi böyle bir şey?
O sabahtan akşama değin günlük yiyecek giyecek için çalışsın kışın ne yiyeceklerini düşünsün oğlanın kızın geleceği için tasalansın sıkıntı çeksin.
Kuşluktan akşamın karanlığına değin gecesini gündüzüne katsın; değerinin ahırdaki inekle eşekle bir tutulmak olduğu yüzüne vurulsun...
Sen o eli öpeceğine "Benim elim seninkinden daha beyaz daha yumuşak daha güzel" diye önüne uzat o kadının!
O kadın "Ben sabahtan akşama kadar altmışaltı tavla iskambil pişpirik oynamıyorum o ellerle.
Yılanların oynaştığı taşla toprakla; doyurulması sağılması gereken inekle uçurumlarda keçiyle tavuk pisliğiyle oynuyorum.
Ve dönüp dolaşıp ekmeğimi pişirip aşını önüne koyuyorum.
Bütün bunları yaptıktan sonra bir de gece koynuna giriyorum" demeliydi...
"Senin yapacağın işi ben yapıyorum" demeliydi annesi.
Babası yerin dibine girmeli çok utanmalıydı.
Çok çooook utanmalıydı...