Ölmekte olan kurumuş bir gezegen... Yıkılmakta olan bir uygarlık... Otoriter bencil ve acımasız bir yönetici sınıf... Diktatörün hüzünlü kızı Prenses Aelita... Ve ezilen baş kaldırmak isteyen marslı yoksullar... Tek eksiğimiz bir kıvılcım.
Kemerlerinizi bağlayın Leningrad'dayız ve biri melankolik bir mühendis diğeri ateşli bir Kızılordu askeri olan iki dünyalıyla birlikte böyle bir gezegene doğru yola çıkıyoruz.
Aleksey Nikolayeviç Tolstoy'un kaleme aldığı Aelita: Mars'ta Günbatımı Sovyet edebiyatının önde gelen bilim kurgu örneklerindendir. Öyle ki bugün halen verilmekte olan Aelita Bilim Kurgu Ödülleri bu romana ve Aleksey Tolstoy'a ithaf edilmiştir.
Rus romantizminden izler taşıyan romanda bir yandan hüzünlü bir aşk hikayesi diğer yandan da soluksuz okunacak macera ve savaş sahneleri yer almakta.
Kurumuş çölleşmiş Mars'ın Tolstoy tarafından genelde çürümüş kapitalist uygarlığın özelde devrim öncesi Çarlık Rusya'sının bir metaforu olarak kullanıldığı Aelita'yı Nadiye R. Çobanoğlu'nun akıcı çevirisi Duygu Polat'ın eşsiz çizimleriyle beğenilerinize sunuyoruz.