Aksaray'da kalabalık bir konakta doğan etrafı gözleyerek büyüyen her duyduğunu zihnine kaydeden bir çocuk... Daha lisedeyken öğretmenine "Sen en iyisi tiyatrocu ol oğlum" dedirtecek kadar mayasını belli eden gizli cevher bir genç... Eşiyle altmış iki yıl aynı yastığa baş koyacak kadar derin bir âşık... Türkiye'de kabare kültürünü başlatan yüzlerce temsilde yer alan Yeşilçam'da da birbirinden unutulmaz karakterlere hayat vermiş bir oyuncu... Karşınızda her yönüyle Metin Akpınar.
Zeynep Miraç muhatabını nasıl konuşturacağını biliyor hem ince hem dikkatli sorular sormayı başarıyor ve Metin Akpınar'ı bir zaman tüneline sokarak onun tiyatro tutkusunu en yakını Zeki Alasya'yla olan dostluklarını eşi Göksel Akpınar'la olan aşkını Anadolu'daki turnelerini Ulvi Uraz'dan Haldun Taner'e "hoca"larını bir bir anlatıyor bize. Üstelik karşımızdaki manzara yalnızca Metin Akpınar'ın hayatı değil aynı zamanda bir Türkiye tarihi kesiti; muhtıralar ihtilaller sansürler davalarla belki örselenen ama asla tutkusundan vazgeçmeyen tüm sanat emekçilerinin çok iyi bildiği bir direnme hikâyesi bu anlatılan. Ne de olsa Metin Akpınar'ın hayatı sahneye adanmış bir ömür...