Adaletin ne olduğu kim tarafından ve nasıl tesis edileceği konusu neredeyse uygarlık tarihi kadar eski bir konudur. Bireylerin ve kurumların adaletin çerçevesinin çizilmesinde ve tesisinde nerede durdukları hukukun temel alanını oluşturur.
Robert C. Solomon Adalet Tutkusu'nda adalete yeni bir yaklaşım getirirken Platon Kant Rousseau Hobbes Locke Nietzsche gibi felsefecilere yeni bir gözle bakıyor; VValzer Ravvls Maclntyre ve Nozick gibi çağdaş düşünürlerle de tartışıyor. Bu filozof ve düşünürleri tanımayanların da rahatlıkla izleyebileceği tartışma belli bir amaca yönelik: Adalet yalnızca rasyonel akılla kurumlarla devletle sağlanabilecek soyut bir düşünce modeli ya da toplum sistemi değildir; adalet bireylerin duyguları ve yaşantılarıyla edindikleri adalet duygusunun da artık devreye girmesiyle sağlanabilecektir.
Adaleti insanın kötülüğüne engel olmak anlamında ve insana rağmen var olan bir kavram olarak savunmanın umarsızlığını hatırlatıyor bu kitap bize. Günümüzde adaleti devletin siyasi yapıların uhdesine veren düşünüş tarzımızın inkarcılığını bunun tarihe yaptığı haksızlığı insanı tanımaktan uzak oluşunu anlatıyor. Adaletin duygularımızda temellenebileceğini savunurken esas olarak içimize sesleniyor. Adaleti sağlayan son sığınağın insandaki duygular olduğunu savunurken duyguyu aklın karşısına koyanlara da itiraz ediyor. Adaletin bir kurtuluş vaadi değil en sıradan haliyle insani bir şekilde yaşamak olduğunu ve tarih boyunca bu insaniliğin izinin sürülebileceğini gösteriyor. Adalet Tutkusu yazarının da söylediği gibi biraz huysuz bir savunma. Etik tartışmaları tükenmek gibi bir iddiası i ise hiç yok. Ama belki tüm etik tartışmalarına hayatiyet m kazandıracak; ahlâkı adaleti gündelik hayatımıza taşı-W masıyla daha doğrusu doğallaştırmasıyla tartışmalara temel katkılar yapacak nitelikte.
Evrensel bir konuda etkileyici ve anlaşılır bir kitap içinde bulunduğumuz yüzyılda hiçbir konu düşünürler için adalet kadar çekici olmamıştır. Ancak yalnızca birkaçı bu konuyu Robert C. Solomon kadar kapsamlı ya da akılcı bir tarzda irdelemiştir. Okuru düşünmeye zorlayan ve hiçbir zaman kestirme yola sapmayan bir inceleme.
- Roger Harris-