Meğer ne çok rüya biriktirmişim. Son paragrafta farkına vardım. Son paragraf yazılamadı. Tek bir cümle tek bir kelime kifayetsizliği haykıracaktı. Yazılamazdı. Yazılmadı da zaten. Yazılsaydı şayet ben yazarlığı bırakacaktım.
Derken karlı bir gecede sokak lambası ilişti gözüme. Uykuya dalmıştı. Ben sıcak yuvamda o bahtsız hikâyelerin nihayetinde. Haber saldım usulca: Öldün de gelmedim mi...
Ölmemişti. Kıyılara açıldık beraber. Su damlalarını aradık. Su damlaları dünden razıydı ölmeye. Gözlerimiz üçün beşin hesabını tutmamaya sessizce karar verdi.
Ağladı; yerde ve gökte ne varsa ağladı o gün.
Kara sabahlara uyandım o gece. Kara bahtından vurulan ben değil miydim...
Velhasıl tartıya gelmiyor acılarım: Leyla sessizce Mecnun'una ağlıyordu.
Durmaksızın ölüm satıyordu melek; sokak zaten ölüm uykusuna dalmıştı.