"Gel ve otur evlat" dedi Avzem bey kendinden son derece emin bir ses tonuyla. Yavaşça masaya doğru yaklaşıp öndeki sandalyelerden bir tanesine oturdum. Cildinde ki parlaklığını görebiliyordum. Sanki hayatın hiç ağır işlerde çalışmamış bir adamdı. Tertemiz elleri ve çiziksiz bir yüze sahipti. Bütün varlıkların sahip olduğu türden bir cildi vardı. Yoksulların cildi olmadığını anlayabilirdiniz şayet yoksulların cildi; küçükken kardeşler arasında yapılan tırnaklı kavgada yada ağır işler sonucunda oluşmuş yaralar vardır.