Ertesi gün Karabibik yatağından sıçrayarak kalktığında güneş henüz doğmak üzereydi. Kalkar kalkmaz dolma gibi bir sigara tutuşturdu. Ocak sönmüş koru bile geçmişti. Huri hala horul horul uyumaktaydı. Karabibik kızını ayağıyla dürterek:
-Hey! Huri! Zıbla görem... Gun çıkıyyo be? Dihiy... diye bağırdı. Huri gözlerini yan açarak bir şeyler homurdandı. Sağ yanından sol yanına dönerek babasına sırtını çevirdi. Karabibik'in bu tembel kızla uğraşacak zamanı yoktu. Eski püskü ceketini arkasına taktığı gibi kapıdan fırladı. Hava oldukça ayazdı. Dolunaya yakın bir ay batı ufkuna doğru inmeye başlamıştı.