Tragedya kutsanmış ya da tertemiz arı sularla yazılmaz. Kan ve gözyaşı ile yazıldıklarını söylemek ise fazla beylik kaçar.
Tragedya dünyası bir ölçüde düşsel bir dünyadır; Atinalı şairler bu dünyayı hem köylü hem denizci bu halkın iki yüzyıl boyunca yaşamış olduğu gerçeklik hakkında edindiği acı deneyimden hareketle yine halk için yaratırlar. Solon'un zamanında Atina halkı önce Eupatrides'lerin ondan sonra da zenginlerin egemenliğini yaşadı; ikisi de halkın omuzlarında acımasız bir yazgının boyunduruğu kadar ağır bir yük oluşturmuştur: Toprakları ve hakları ellerinden alınan bu halkın sürgün ya da köle olarak sitenin dışına atılmasına alçaltan ve öldüren sefalete mahkum edilmesine ramak kalmıştır...