Kitle kültürüne ideolojik referanslardan yalıtılmış bir yaklaşım çerçevesinde farklı bir perspektiften bakmayı hedefleyen bu çalışma popüler edebiyat olgusuna yöneltilen klişe eleştirilerin bilimsel meşruiyetini sorgulamayı öngörmekte kitle kültürünün doğuşunu ahlaki sicilini sanatsal üretimle kurduğu ilişkiyi ve edebî etkinlik üzerinde uyandırdığı tesirin teorik altyapısını tartışmaya açmaktadır.
Teorik bağlamı Frankfurt Okulu mensupları başta olmak üzere 20. yüzyılın Marksist edebiyat eleştirmenlerinin önemli bir bölümünün dejenerasyon alameti olarak konumlandırdıkları kitle kültürüne daha müsamahakâr bir tavırla yaklaşıldığında elde edilecek sonuçların söz konusu tenkitleri hangi düzeyde haklı çıkaracağını gözlemlemek olan bu çalışma kitle kültürünün edebiyatla ilişkisini farklı bir perspektiften ele alıyor.