His Var Hiç Yar Yol Dua Lal Nar Düş Ruh Giz Sır...
Ol deyince olduran gönüllerimizi sırrın sevdası ile dolduran sonsuzluğun Rabbi'nin adıyla...
Bakışlarımızın istikametinde sevdayı gösteren
Yürüdüğümüz yollara sevda eken
Nefsimize sırrı ile nefes veren
Susuz ve çorak gönlümüze can suyu olan sevdamızın sahibine hamd ederim...
Hep (O'nu) düşünen bazen yazan...
Düşünme eylemi insanı insan yapan en önemli eylemdir; yazma eylemi ise insanın dertlerini yaratıcının üzerine yemin ettiği "kalem"le yazıya dökme sanatıdır.
Dertlerimizi hep düşündüren ve olduran oldurdukça yazdıran Allah'a hamdolsun. "Derdi dünya olanın dünya kadar derdi" olurmuş der büyüklerimiz
Bizim hep düşündüren ve olduran bazen yazdıran sonsuzluk gibi en önemlisi de kavuşmak gibi bir derdimiz var. Layıkıyla hak ederek hakikate kavuşmak gibi bir dert.
Tüm zamanlarımızın en büyük tam zamanlı derdi. Sır sırrın sırrına sevdalanmaktı. Bir kere düşmüştü gönlümüzün çorak toprağına ektiğimiz tohumu sevda olarak biçmiştik. Gelişti büyüdü büyüdükçe düşündürdü düşündürdükçe oldurdu oldurdukça yazdırdı. Sır fikr-i ahsendi.
Sır düştüğü gönülden sonsuzluğa vasıl bir sevdanın hayat hikayesi...
Sır alınan her nefeste sonsuzluğa vuslat hasretiydi.
Sır adında saklıydı Hu'yu anlatıyordu..
Zaman zaman seher vaktinde zaman zaman ilahi çağrılarda zaman zaman ise; gök kubbede görünür işitilir hissedilir. Tüm zamanları kaplayan tam zamanlarda hissedilen tüm yorgunlukların dinginliğidir.
Şimdi sırrın "vuslat" a varan dünyasını okumaya ne dersiniz?