Batılı uluslar tarafından Kuzey Atlantik Antlaşması'nın imzalanmasında ve bir sonraki aşamada NATO'nun kurulmasında başlıca iki faktör önemli rol oynamıştır: Birincisi Avrupa'da Sovyetler Birliği karşısında askerî ve politik bağlamda bir karşı denge gücünün teşkil edilmesine olan ihtiyacın ortaya çıkması; ikincisi ise Batı Avrupalı uluslar ve bunların Kuzey Amerika'daki müttefikleri (Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri) arasında 20. yüzyılda iki dünya savaşının çıkmasına neden olan dâhili kavgalara bir son verecek aralarında kalıcı barışın tesis edilmesini ve geliştirilmesini sağlayacak bir "yapı"nın kurulması yönünde Batı dünyasında oluşan özlem ve arzudur.
Şüphesiz NATO'yu meydana getiren ortam Atlantik medeniyetidir ve bu medeniyetin temelleri ve kültürü anlaşılmadan NATO'nun tam manasıyla anlaşılması da mümkün değildir.
Türkiye; İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru iyice belirginleşen Sovyet tehdidine karşı bir sığınak olarak gördüğü bu medeniyete bir bakıma yabancısı olduğu Atlantik Havzası'na kendi istek ve kararlılığı ile dâhil olmuştur. 1952'de üye olduğu NATO'da 70 yıldır önemli bir müttefik olarak bulunan Türkiye'nin tüm güvenlik beklentilerini karşılayamasa da bu ittifak Türkiye'nin Batı'ya bağlantısını sağlayan en önemli köprü olma işlevini sürdürmektedir.
Çok kişinin bilhassa genç neslin şüphesiz kafasında NATO ile ilgili olumlu-olumsuz görüşler vardır. STRASAM Direktörü Dr. Hüseyin FAZLA tarafından yazılan bu kitap Türk insanının zihnindeki "NATO nedir? Bize ne faydası var? Üye olmakla iyi yapmış mıyız? NATO'dan ayrılmalı mıyız?" benzeri sorulara cevap bulmasına NATO'yu daha iyi tanımasına ittifak hakkında konuşulanları daha isabetle değerlendirebilmesine fayda sağlayacaktır.