Yirmi birinci yüzyılda gıda krizinin yol açtığı açlık isyanları kuzeyde Mısır ve Tunus'a batıda Burkina Faso ve Senegal'e ve güneyde Madagaskar ve Mozambik'e kadar tüm kıtayı kasıp kavurdu. 2019'da Çin'in Wuhan bölgesinde başlayan ve 2020'de küresel salgına dönüşen COVID-19 hastalığı bir yandan milyonlarca insanın ölümüne yol açarken bir yandan da salgına karşı uygulanan kapanma hepimize kentlerde gıda stokunun ve tarımsal üretimin önemini gösterdi.
Bir an için uluslararası ticaretin durma noktasına geldiğini ve tarımda da kuraklık ve yüksek fiyat artışı nedeniyle yeterli üretimin olmadığı bir zamanı düşünelim. İşte tarım yönetiminin ve politikalarının önemi böyle durumlarda daha belirgin bir biçimde hissedilmektedir.
Elinizdeki kitapta Cuma Yıldırım Türkiye'nin tarımsal yapısını ve yönetimini masaya yatırmakta ve yıllardır tartışılagelen neoliberal politikaların tarım sektörü üzerindeki etkilerini kapsamlı bir araştırmayla incelemektedir. Cuma Yıldırım uygulanan tarımsal politikalar ile tarımsal yapı arasındaki nedensellik bağını titizlikle kurmuş ve analizinde kullandığı tarımsal verileri derlediği tarihsel bilgilerle birlikte analiz etmiştir.
Yıldırım'ın eserinin tarımın geleceğine yöntemine yönetimine kapasitesine ilişkin verimli heyecan verici bir tartışmayı başlatacağını umut ediyorum. Kitabın her cümlesi araştırmaya eşlik eden merak duygusunun izlerini taşıyor.
Sonay Bayramoğlu