Ah o mavi gözler...
Kurşun gibi saplanan kıyamet bakışlı gözler...
Uğruna şimdi ölümü göze aldığım gözler...
Bir gün öğrenebilecek mi acaba? Kalbine saplamayı başaramadığı kurşunu aslında çoktan benim kalbime sapladığını bir gün öğrenebilecek mi? Kalbimi paramparça ettiğini ateşle kavurup küle dönüştürdüğünü ve o küllerden başka bir ben yarattığını öğrenebilecek mi?
Onun sevdikleri için verdiği savaşı şimdi anlayabiliyorum. Çünkü daha doğmamış bir çocuğu sevdim ben. Onun için savaşa gidiyorum.
Sadakatini şimdi anlayabiliyorum. Çünkü sadakat adanmak demek bir anlamda. Beni görmek istemeyen bir kadına adandım ben. Elimin bir daha asla başka bir ele değmemesine yemin ediyorum.
Ülkesi uğruna canını verebilecek olmasını şimdi anlıyorum. Çünkü ilk kez kendimi birine ait hissediyorum. Bir ülke uğruna canımı vermeye gidiyorum.
Sabrını şimdi anlıyorum. Bilinmezliğe doğru yol alırken elimdeki tek şey umut ve şimdi yalnızca umuduma tutunuyorum.
Bir gün yeniden o mavi gözleri ve onunla birlikte dünyaya getirdiğimiz bebeğimizi görebilme umudu ile yürüyorum.
Ne kadar sürerse sürsün...
Bir gün muhakkak geri döneceğim.