Yetişkin çınar ağaçlarını düşün ve sonrasında Sara'yı Elif'i Feride ve Necla'yı. Nasıl da ayrılmak zorunda kaldılar köklerini saldıkları topraklardan. Yeni hayatlarına alışmanın zorunluluğu muydu sessiz feryatları bilinmez. Kişiden kişiye değişen etkileri vardı zihinlerde ve kalplerde biriken.
Paragöz bir sınıkcının nasırlı ellerinde sakat kalan çocuk bedeninin duyulmayan haykırışları zemheride şehirlerarası otobüslerin buzdan koltuğunda tavana dikilmiş uykusuz gözlerdeki yaşlar olmuştur gecenin sessizliğine akan zaman zaman.
Çaresizliğin savurduğu berduş istikametlerde debelenirken cangılın ortasında aç ve susuz kalıp ölüme gider gibi yok olmaya hazır değildi henüz sevmelere doymamış yürekleri.
Karavartan köyündeki evinden geride kocası ve küçük kızını bırakıp ayrılmak zorunda kalan bir kadının Beykoz Kanlıca'daki lüks yaşantısına ve sonrasında Beyoğlu'nun ara sokaklarında bir parça ekmek için verdiği mücadeleye de şahit olacaksınız bu kitapta.