Beşiktaş'ın yamaçlarını süsleyen gelincik tarlaları içinde kalbini dünyaya açan bir çocuğun gözünden 1940'lardan 1960'lara İstanbul'un farklı yüzlerini tanıyoruz. Bir çocuğun hayatı ve kendini keşfetme hikâyesiyle bir semtin tarihi iç içe geçiyor.
Dostluğa dürüstlüğe iyiliğe özlem duyduğumuz günümüz dünyasından geçmişe gidip Beşiktaş'ın ve Beşiktaş'ta yaşayanların sade gerçek ve samimi hallerine ortak oluyoruz. Yazarın yalın anlatımıyla insan ilişkilerinin sıcaklığını ve küçük şeylerle mutlu olmanın anlamını yeniden hatırlıyoruz.
Kültürel ve siyasal açıdan İstanbul'un en önemli semtlerinden biri olan Beşiktaş'ı tarihe adını yazan kişileri ve toplumsal belleğimizde iz bırakan olayları o günün insanlarının bakış açısından izlerken geçmişin gelecekle nasıl da bağlantılı olduğunu görüyoruz.
Beşiktaş'ın Gelincikleri mazinin büyülü telaşında küçük bir çocuğun peşinden giderken kendimizi aileden biri gibi güvende ve huzurlu hissetmemizi sağlıyor.