Bu kitap; Rus İmparatorluğu tarafından yüzyıl boyu sistematik soykırıma uğrayan toprakları tarumar edilen halkının tamamına yakını sürgün edilen bir coğrafyanın var olma mücadelesini ve bu mücadeleye destek olmak adına vatanına koşan Yusuf Suad Neğuç'un trajik öyküsünü "belgeler ışığında" anlatmaktadır.
İki bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde; soykırım ve sürgün sonrası nüfusları tahmini 500-600 binlerden 5-6 binlere düşen Kıyıboyu Adıgelerinin (Şapsığlar) konjonktürel şartların olanca olumsuzluğuna ve nüfus elverişsizliklerine rağmen var olma mücadelesinden vazgeçmeyerek "Özerk bir Şapsığya" hedefinde somutlaşan kararlı politik çabaları tüm detaylarıyla aktarılmaktadır.
1924'de kurulan "Şapsığ Ulusal İlçesi"nin 1945 yılında lağvedilmesine rağmen ikinci bir değişim sürecinin başlamasıyla yeni bir umut kapısının aralandığı 1989 sonrası dönem "Şapsığ Ulusal İlçesi"ni yeniden kurma iradesinin sömürgeci devlet bürokrasisi tarafından ezildiği 2002 yılına kadar özetlenmekte; Şapsığların bu zorlu mücadelede karşılaştıkları güçlükler ve maruz kaldıkları
tüm baskılar okuyucunun dikkatine sunulmaktadır.
Kitabın ikinci bölümünde; Şapsığların "soykırım ve sürgün" sonrası yeniden yükselen varoluş mücadelesinde ilk yapı taşlarını döşeyen idealistlerden Yusuf Suad Neğuç'un Düzce Bataklık Karaköy'de (Neğuç Hable) başlayıp muhtemelen Novorossisk cezaevinde sona eren elliüç yıllık kısa ömrünün hazin hikâyesi ve bu trajik hikâyenin en karanlık bölümlerini görece aydınlatan ek belgeler bulunmaktadır.
Bu kitapta yer alan tarihsel süreçler; Kafkasya'nın işgalinden bu güne değişen üç farklı devlet rejimine rağmen hiç değişmeyen "emperyal sömürü zihniyeti"nin devamlılığını gözler önüne sermektedir. Bu devamlılık yol açtığı toplumsal travmalarla koskoca bir coğrafyanın yanı sıra Yusuf Suad ve benzeri binlerce isimsiz kahramanın kaderini de belirlemiş ve halen belirlemeye devam etmektedir.