Bir gün sonbahar gelecekti ve hüzün veren mevsimin en hüzünlü günü için ambarlarda en iyi şekilde saklanan elmaların ağız sulandıran kokusunun kapılardan sızmasıyla anlaşılacaktı... anlaşılmıştı... akşam karanlığının çökmesine yakın konaklarda yanan ateşlerin ve geleneksel olarak bugün için ambarlarda saklanan kasa kasa elmaların lezzetli kokusu bütün ciğerleri ince ince yakarken şehrin kapısında tüccarlar çanlarla oturdukları ateşin başından ayaklanıp sisli sokaklardaki tezgah yardımcılarının çoktan toplaması gereken tezgahlarını karanlık tam çökmeden son kez kontrol ederlerken şehirdeki en az katlı konağın boyunda şehri çevreleyen duvarlarda bir ağacın altında ayrılmak üzere olan iki sevgili birbirlerine kendini her zaman hatırlatacak hediyelerini son kez vereceklerdir. ancak; adam kadını zaten asla unutamayacağını biliyordur. canı ateşlerle kavruluyordur. Zaten bu gece çok uzun sürecektir. Zaten bugün hüzünlü bir gün mevsim hüzünlü bir mevsim. Şehirdeki hatta Okzalia Ormanı'ndaki Kıta'daki ve Adria Denizi'ndeki tüm canlılar için bu gece zaten en uzun gece gökten çökecektir. Peki bu geceden sonraki şafak kimler için atacak?