DİĞER BÜTÜN MEALLERDE YAPILAN ÇEVİRİ HATALARINI DÜZELTEN İLİM HAZİNESİ...
Kuran-ı Kerim'in Türkçe meallerinde bulunan çeviri hatalarını düzelten ilim hazinesi olan bu eserde diğer meallerin hepsinde yapılan çeviri hataları düzeltilmiştir. Ortalama 550'ten fazla ayeti kerimede yapılan hataları düzelten eseri okuduğunuz vakit ayetler arasındaki uyumu fark edeceksiniz.
Eser hazırlanırken değer meallerde yanlış çevrilen ayetlerin düzeltilmiş halini italik harflerle ve ayet numarasının başında * işaretiyle belirttik.
Kur'an-ı Kerim'in özüne göre gerçek manasının yer aldığı ayeti okuyabilirsiniz.
Çağımızın ihtiyacına göre günümüz Türkçesiyle hazırlanan bu muhteşem eseri okurken ayetlerin birbirini destekleyerek açıldığını ve
Kur'an-ı kerimin mucizesine şahit olacaksınız.
Kur'an'ı Kerim'in açılışı şu gibi bilgilerin neticesinde daha düzgün ve aslına uygun olarak açılır.
1- Araf suresi 172. ayeti kerimesinde geçen ahitleşme olayının nasıl gerçekleştiğinin bilinmesi.
2- Kur'an'ı Kerim'in Türkçe karşılığında tam manası ile karşılığı olmadığından Kur'an'ı Kerim'in daha güzel anlaşılabilmesi için bu mealde "umulur ki" ifadesinin yerine "Ta ki" kelimesi kullanılmıştır.
"Taki" şu manada kullanılmak üzere konulmuştur. Bir topluluk veya bir kavmin içerisinde İslam olup ta küfrü yaşayanlara ve sonunda kişi aslına rûcu ederek İslam olacağından bu gibi insanlara verilen bir zaman birimi içerisindeki fırsatlardır. Bu gibi insanlar bu zaman içerisinde aslına rûcu ederek verdiği ahit üzere İslam'a döneceklerinden ta ki kelamı kullanılmıştır. İşte! "Ta ki"bu manayı arz etmektedir. "Umulur ki" kelimesinin karşılığında konulan bir kelamdır. "Umulur ki" Allah'u Teâlâ'yı sıfatlamaktadır.
Allah'u Teâlâ ayeti kerimesinde kıyamete kadar gelecek hiçbir canlı yok ki biz onun ne yapmayacağını bilmeyelim dediği ayeti kerimesine göre "umulur ki" ters düştüğünden bunun yerine "Ta ki" kelamı kullanılmıştır.
3- Kur'an'ı Kerimin açılan Türkçe meallerinde Kur'an'ı Kerimi açan yazarlar İnsanlar üzerinden "İrade-i Cüziye'yi" kaldırmışlar bütün işleri Allah'u Teâlâ'ya bağlayarak Allah'u Teâlâ'yısıfatlamışlardır. Mesela Allah dilediğini cennete dilediğini cehenneme sokar dediklerinde (Femen yağmel miskale zerretin hayran yerah) (vemen yağmelmiskale zerretin şerran yerah) ayeti kerimelere ve bunun gibi daha birçok ayetlere ters düşerek mesela (Sizin kazandıklarınız kendi iki ellerinizin karşılığıdır).(Allah hiçbir nefse zulmetmez siz kendi nefislerinize zulüm edersiniz) gibi ayeti kerimelere ters düşerek Allah'ı sıfatlamışlardır. Bunun yerine de insanların kendi arzuları ve istekleri karşılığında kelamlar kullanılmıştır. Mesela Allah dilediğini cennete dilediğini cehenneme sokar dediklerinde bunun karşılığı olarak Allah'tan dileyen cennete dileyen cehenneme gider. Şeklinde açılarak ayeti kerimelerin ışığı altında ayetlerin birbirlerine ters düşmeyecek ve Allah'u Teâlâ'yı sıfatlanmayacak şekilde ayetlerin karşılığı konulmuştur. Mesela Araf suresi 179. ayeti kerimesinde ayetin açılışında: "Andolsun Biz insanların ve cinlerin birçoğunu cehennem için yarattık" diye açılması Allah'u Teâlâ'yı sıfatlamıştır. Bunun karşılığında "Andolsun Biz Cehennemi insanların ve cinlerin birçoğu için yarattık" denmiştir ve hakiki manası da budur.
Bu söylediklerimizi toparlayacak olursak; 1- Ahitleşmeden insanların haberi olmadığı. 2- "Umulur ki" kelamıyla Allah'u Teâlâ'nın gelecekten haberi olmadığının meydana çıkması ve Allah'u Teâlâ'yı sıfatlamaları.
3- İrade-i cüz-iyenin insanın elinden alınarak Allah'u Teâlâ'ya bağlanması ki bu da Allah'u Teâlâ'yı sıfatlar.
**BU ESERİ OKURKEN ÖZELLİKLE AYETLERİN SAYINUMARASININ ÖNCESİNDE (*) İŞARETİ BULUNAN VE İTALİK HARFLERLE YAZILAN BÜTÜN AYETLER DİĞER MEALLERİN HEPSİNDE YANLIŞ TERCÜME EDİLMİŞTİR.