İnsanlığın varoluşundan bu yana önemli bir olgu olarak kaydedilen güvenlik; dünya toplumlarının en önemli yaşamsal kaynaklarından biri olarak görülmektedir çünkü küresel dünyanın yaşanılabilir kılınmasının temel taşını oluşturmaktadır. Güvenlik olgusuna yönelik en büyük tehditler krizlerle başlamış olup çatışma ve savaşlarla devam etmiştir. Bu olumsuz gelişmelerin temelinde ise birçok neden yatmaktadır. Tarihî nedenlerden coğrafi nedenlere sosyal nedenlerden kültürel nedenlere siyasi nedenlerden ekonomik nedenlere kadar birçok alan bu hususta zikredilebilir fakat bu nedenler arasında yer alan siyasi ve ekonomi kaynaklı çatışma ve savaşlar yüzyıllar boyu devam etmiştir ve etmektedir. Savaşların odağında devletler yer alırken çatışmaların odağında ise çoğunlukla bireyler veya halklar yer almıştır. Nitekim bu olayların engellenmesine yönelik devletler tarafından bazı adımlar atılmaya çalışılmıştır. Özellikle 20. yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı ile birlikte sayısız kriz ve çatışmaların ortaya çıkmış olması küresel dünyada güvenliği ve barışı sağlamak adına bazı girişimlerde bulunulmuştur. Bu girişimlerden hareketle uluslararası örgütlenmelerin ortaya çıktığı ve güvenlik üzerine politikaların üretilmeye başlandığı gözlemlenmiştir. Bu kitapta; küresel dünyada "Uluslararası Örgütler"in ve bu örgütlerin "Güvenlik Algısı"na yönelik yorumlayıcı bir analizi yapılmıştır.