Hepimiz hayatımızın bir döneminde şahsi veya kitlesel olarak kaybı deneyimliyoruz: Katliamlar ve toplumsal yas; kültürel ulusal veya bölgesel kimliklerin kaybına yönelik hayalî korkular; nörodejeneratif hastalıklarda bireysel kimlik kaybı prekarite ve sosyal statünün veya maddi yaşam koşullarının kaybı aynı zamanda mülkiyet eleştirisi ve mülksüzleştirme istenci... Bu deneyimlerin tümü varlık ve hiçlik arasında süzülen olağandışı bir kategoriyi kaybedileni ortaya çıkarır. Önemsiz kalıntı olarak kaybedilen duygulanımların varlığından siyaset alanına ve etiğe (varlığın kendisini tehdit etmeden kaybedilemeyecek olan) uzanan ekonomik bir yapının temel unsurudur. Bu özgün deneme çoklu kayıp deneyimlerinden (yas yoksulluk unutuş nostalji feda etme) onların gün ışığına çıkardığı ve günümüzde kültürlerin ve bireylerin antropolojik temellerini oluşturan yapılara (ekonomi oyun tarih) giden yolun izini sürüyor. Bu yolda Freud Derrida Rilke Agamben François d'Assise Benjamin Hegel Ricoeur Bataille Kundera Beckett Canetti gibi yazarlara rastlıyoruz...