Küçükken ne olacaksın dediklerinde astronot olmak istiyordum derdim bu cevabım hem aileme hem de çevremdekilere inanılmaz komik gelse de bir meraktır gidiyordu bende. Lise çağlarına geldim Uzay Bilimleri Fakültesini yazmak istedim ama bu durumu ailem ve arkadaşlarıma açıklayamadım. Para etmiyordu ülkede uzay bilimleri. Para çok önemli ya... Ben de düşündüm astronotların ne yaptıklarına baktım. Boş boş takılıyorlardı uzay boşluğunda. Uçuyorlardı bir yerde ama uçmak da sıkıcı gelir diye düşünüyordum artık. O yüzden vazgeçtim bu sevdamdan ama içimde hep bir ukde kalmıştır bu. Şiire sanata da merakım vardı hep. Şiir yazmaya çalışıyordum yazıyorum da kendime göre... Şiirin hep bir manası olmuştur bende. O yüzden gelince ilham duramıyordum yerimde döküyordum içimi. Bir gün dedim ki şiirin bir manası varsa uzayın bir manası varsa her şeyin bir manası olmalı. Bir arkadaş "Kütüksün sen." derdi bana oysa kütüğün bile bir manası vardı takılmazdım. Mana çıkarıyordum her şeyden ve yazıyordum. Belki saçma belki gerçek dışı ama takılmadım hiç. Gerçekler de bazen acı bazen tatlı... Şiirlerim de öyledir hayat gibi. Bazen acıdır ağır gelir insana bazen de tatlı bir tebessüm ettirir. Bazen gerçektir bazen hayal. O yüzden gelen tepkilere bakmadan kimi zaman gerçeğe takılarak kimi zaman da hayallerde uçarak yazıyorum. Kendime göre bir bakıma astronot oldum başkalarına göre de deli herhalde. Bana göre şair olmak astronot olmaktır.