Muhtelif sanatlarda maharet kesbetmiş bir usta tasavvur ediniz. Bu zât süpürge yapabildiği gibi koltuk takımı da yapabilsin; aynışekilde taksi yapabildiği gibi uçak ve füze de yapabilsin. Mezkûr1 eserlerin her biri ustasını göstermekte ve onun bilgili ve kudretli bir zât olduğuna şehâdet etmektedir. Lâkin şurası zâhirdir ki; bu zâtın ilminin kudretinin ve maharetinin süpürgedeki tecellîsiyle taksideki tecellîsi bir olmadığı gibi taksideki tecellîsiyle de uçaktaki ve füzedeki tecellîsi de bir değildir. Tecellî ziyâdeleştikçe eserin de kıymeti yükselmektedir. Şimdi bu zâtın öyle bir eser yaptığını farz ediniz ki bu eser kendisinin eser olduğunu bilsin bir ustanın tezgâhından çıktığını müdrik olsun ve sâhibini tanısın ayrıca diğer eserleri ve onların vazifelerini de anlasın. Artık bu eser kıymet ve ehemmiyetçe diğer eserlerle kıyas kabul etmez.