İstanbul'da doğan yaşayan kişilerin ortak özelliği yaşadıkları bu kente ''benim İstanbulu'um''diyebilmeleridir.
Bir kentin tarihini coğrafyasını toplum hayatını geçirdiği değişimleri İnsan tiplerini doğal güzelliklerini yeme içme kültürünü eğlence hayatını yazını kışını gecesini gündüzünü atmosferini folklorunu daha bin türlü özelliğini herkes kendince görür kendi bakış açısıyla yazmak ister.
Oysa bu satırların yazarı kendini değişik insanların yerine koyarak duyarlı davranmaya özen gösterip çevreye gönül gözü ile bakmaya çalışmış bir çok kimsenin bu yazıda kendi duygularını düşünüp de söyleyemediklerini bulmaya kendisinden önce yazılmış olanları da anımsatmaya çabalamıştır.
Ne yazık ki bizler eskiye ait her şeyi yıkarak yenileyebileceğimizi sanıyoruz. Oysa onları koruyarak geleceğe ulaştırabilirdik Bu bizim elimizdeydi ama kaçırdık artık geriye dönüşümüz yok yalnızca anılar kaldı onlarda bir gün bizimle birlikte yok olmasınlar diye bu satırlar kaleme alındı
İstanbul'u seven herkes bu anılardan kendine pay çıkartabilir.
Bu düşünceden yola çıkarak amaç eski İstanbul'un güzide bir semti olan ''fatih'' in tanıklığında yaşanan o günleri kişilere aktarmak okura iki farklı zamanda dünü ve bu günü anımsatmaktır...