Seninle bir yolculuğa çıkıyoruz. Arabayla uçakla trenle ya da gemiyle değil. Yemek pişiren bir ıhlamur ağacı bizi içine çekiyor ve kovuktan giriyoruz. Kimlerle mi karşılaşıyoruz? Kanatlarıyla insanı sakinleştiren ısırgan otu kuşlarıyla... Lezzetine doyamayacağın mor peri kurabiyeleriyle... İki ejderha boyunda bir ev büyüklüğünde etrafından küfler saçılan Çöp Kral'la ve mavi çubuk makarnalarla...
Ay taşları ile bezenmiş yolda hayal yağmurlarının altındayız. Dondurma külahı kulaklı karahindiba saçlı sesi pamuktan yumuşak cüce Gringutlar da bizimle. Evrenin en büyülü aşçılık okulunu görüyoruz.
Sen Gringut ülkesini görebilecek çocuk. Dünyada hâlâ koku alabilen tek kişi. Bu durumun bir an evvel son bulması gerek. Vakit az şimdi benimle geliyorsun. Kovuk bizi hüpletmek üzere!
Olayları unutabiliriz kişileri de unutabiliriz belki ama kokular bize ne hissettiğimizi asla unutturmaz.