Diplomasi siyasi ilişkilerin sürdürülmesinde ve devlet politikalarının şekillendirilmesinde her zaman için kullanışlı bir araç olmuştur. Diplomasinin Avrupa'da gelişimi siyasi açıdan çok parçalı bir yapıdaki İtalya Yarımadası üzerinden şekillenirken Osmanlı İmparatorluğu'nda diplomasinin tatbiki daha çok tek taraflı (ad hoc) bir ilişki olarak yürütülmüştü. Karlofça Antlaşması sonrasında Osmanlı bürokratik yapısında katipler sınıfının (kalemiyenin) ön plana çıkması diplomasinin daha etkin kullanımını sağlamıştır. Bu da Osmanlı İmparatorluğu için değişim ve dönüşümü bir tercihten ziyade zorunluluk haline getirmiştir. Bu açıdan hem Osmanlı İmparatorluğu'nda hem de Avrupa'da gerçekleşen savaşların ardından galip ve mağlup tarafların geliş tirdikleri argümanlar diplomasinin sürekli gündemde kalmasını sağlamıştır. Bu bağlamda 1699-1756 tarihleri arasında Osmanlı Avusturya Rusya Napoli ve veraset savaşları (İspanya- Lehistan-Avusturya) gölgesinde gelişen diplomasiyi ele almakla beraber Osmanlı'nın Batı veçhesinin önemli bir
parçası olduğu gerçeği vurgulanmaya çalışılmıştır.