Tarihin şahit olduğu en büyük göçlerden biridir mübadele. Varlığını kimliğini geçmişini köklerini bırakıp bilinmeyen yere bilinmeyen geleceği yaşamaya gitmek. Aslında olan gitmek değil gelmekti bir bakıma. Çünkü ilk gelinen yere dönülmüştür. O zaman buna göç denilebilir mi? Denilemez ise Ege'nin iki yakasında ve adalarda yaşanan bunca acıya ne denmeli o zaman?
Siyasetin ve nihayetinde savaşın neden olduğu bu göçte insanlar götürebildiklerinden çok götüremediklerine üzüldüler ve zorlandılar. Kimisi arkadaşını komşusunu hatıralarını alışkanlıklarını ... Kimisi kedisini çiçeklerini çeyiz sandığını ... Kimisi de gelecek hayallerini kurduğu aşkını ... Ancak aşk için karşılaştıkları zorlukların nedeninin geldikleri yerdeki inanç ve köken farklılığı olduğunu düşünürlerken vardıkları yerde de aynı şeylerin zorluk nedeni olmasının paradoksunu yaşadılar.
Sonuçta insanlar her türlü zorluğuna rağmen iyi ki aşktan ders almıyorlar ki aşk hep tekerrür edip duruyor.