Kendimi daha fazla tutamıyorum. Gözlerimden yaşlar boşanıyor yine de yerimden kıpırdamıyorum. Ben orada öylece durmaya Esin Hanım bana bakmaya Misafir havlamaya devam ediyor.
Bir yıl gibi gelen bir sürenin ardından dışarıdan bir kadın sesi duyuyorum.
"Ah canım ne oldu sana? Nasıl da korkmuş. Kayboldun mu yoksa? Ne de güzel şeymiş. Sokağa mı attılar seni? Vicdansızlar. Ne yapsam ki şimdi... Hay Allah... Dur dur korkma. Seni böylece bırakamam elbette bir yolunu buluruz gel bakalım."
Kapıyı yıldırım gibi açıyorum kadın tam Misafir'i kucaklayacakken elinden kapıveriyorum. Şaşkınlıkla bakakalıyor.
"Bırak" diyorum buz gibi bir sesle. "Dokunma ona. O benim köpeğim."
Misafir beni hemen affediveriyor. Sevgi dolu sesler çıkararak yüzümü yalamaya başlıyor.
Neye uğradığını şaşıran kadıncağıza hiç aldırmadan Misafir'i alıp kapıyı kapatıyorum.
Bahçede ona sarılıp hüngür hüngür ağlıyorum. Onu öpüp kokluyorum.
"Kızım benim güzel kızım... Özür dilerim çok özür dilerim."
Selen Gürdrama hayattan umudu kalmamış sessizce ölümü bekleyen bir kadının hayatına aniden bir köpeğin girmesiyle birlikte hayatının ve hayata bakış açısının ne kadar değiştiğini
yürek burkan aynı zamanda umut ettiren bir dille anlatıp hayvan sevgisinin insanın hayatında mucizeler yaratabileceğini vurguluyor