"Beni hücremden alması için insan azmanı iki gardiyan göndermişler. Benim sıkletime göre devasa görünmekle beraber bir cani olmanın ebatla alakası olmadığını biliyorlar. Mahkeme beni ömür boyu hapsetmekle öldürmek arasında kararsız kaldı. En sonunda seçici bir kurulun beni incelemesine karar verildi. Oysa mahkemeye bu iki kararın da saçma olduğunu devletin bana nafaka bağlamasının en doğrusu olacağı önerisini aklı başında bir şekilde savunmuştum. 18 yaşına kadar devlete aittim ve bana bakmadılar. Şimdi manevi tazminat davası açmaya hakkım olduğunu savunuyorum.
O zamanlar neredeydiler? "
"Hayatı yaşarken ne yaptığımızı tam bilemememiz neye dönüştüğümüzün muhasebesini tam anlamıyla yapamamamız gibi...Hayatınız tekil bir slogana indirgenemez. Sonu başından akla getirilemez" diyen Sinem Binzet okuyucularına "keyifli yanlış anlamalar" diliyor.