"Yılın ilk mahsulünün bulunduğu üç küp karşısında duruyordu. Soğukkanlı hareketlerle birinin kapağını açtı ve kaşığı içine daldırdı... Bal dolu kaşığı ağzına sokar sokmaz yıldırım çarpmış gibi oldu onu bir sis bulutu içinde sersemlemiş halde bırakan keskin ve yoğun bir gücün içine fırlatılmış gibi hissetti. Bu sis bulutunun içinden küçük minicik bir melek hızla kanatlanıp tavana doğru sağlı sollu yükseldi."
Kıskançlık ve hırs kaçış ve hapis temalarını işleyen Dört Duvar şüpheli bir ölümle de okuyucuyu son sayfaya kadar merakta bırakıyor. Seyahat kitaplarında anlatılanlardan çok farklı bir Yunan adası beklenmedik yönde gelişen olaylar sanki daha "derin" bir Yunanistan çıkartıyor karşımıza. Hacıyanidis insan ruhunun karanlık yerlerini incelemeyi seviyor insanların çıkışsız durumlarda nasıl davrandığını gözlemlerken olayları bulmaca gibi kurgulayıp çözüyor.
Çağdaş Yunan edebiyatının bu önemli bir yazarını Türkçeye kazandırmaktan mutluyuz.