Bilimkurgu içeriklerinin kimi zaman vazgeçilmez bir öğesi olan yapay zekâ gelişen teknolojiyle birlikte gündelik hayatımızda yerini almaya başlamıştır. Bilimkurgunun bilime ilham veren yönü ile yapay zekâ alanındaki çalışmalar kurgudan çıkıp gerçekliğe ulaşmıştır; ancak yapay zekâ bugünkü konumuna ulaşmadan önce antik çağlarda önce teorik olarak daha sonra da ufak adımlarla somut çalışmalara konu olmuştur. Yapay zekânın farklı disiplinlerde uygulanabilirliği kavramın etik ve sosyal açıdan sorunsal yönünü de ortaya çıkarmaktadır. Yapay zekânın etik ve emek boyutundaki sorunsalları insanlar ve robotlar arasındaki iletişimden doğabilecek problemler yapay zekânın sosyal ilişkiler içindeki kullanımı gibi konular "roboseksüellik" "transhümanizm" "posthümanizm" gibi kavramları da beraberinde getirmektedir. Buradan yola çıkarak hazırlanan bu çalışma ile yapay zekânın günümüzün popüler bilimkurgu dizilerindeki konumlanışı ve bunun geleceğin yapay zekâ odaklı dünyası ile olan ilişkisi incelenmektedir; Ancak bunun öncesinde çalışmada "bilimkurgu" ve "yapay zekâ" kavramları kuramsal bir perspektiften detaylıca değerlendirilmektedir. Yazarın doktora tez çalışması olan bu kitap yapay zekânın geleceğine ve insanlık ile olan ilişkisine ışık tutmaktadır.