"Biz Türk sanatçıları üç şeye şiddetle muhtacız: Kültüre sağlam bir dünya görüşüne bu görüşün ışığında Türkiye'yi ve Türk insanını -Osmanlılıktan bugüne kadar- kendimizce anlamaya tanımaya..."
Toplumu tanımak için önce kendine memleketi anlamak için önce evine döner insan. Kemal Tahir'in kişisel tarihini doğduğu evin hikayesi üzerinden naklettiği bu otobiyografik roman bize aynı zamanda imparatorluğun çatırtılarından milletin varlık mücadelesine uzanan çalkantılı yılları anlatıyor. İnsanın kendisinden daha uzun ömürlü olan mülkiyet ile kurduğu ontolojik ilişkinin mekanın poetik anlamlarını da gözeten taraflarıyla bir tür zaman nehrine dönüştüğü Bir Mülkiyet Kalesi büyük romancımızı daha yakından tanımak için bir referans niteliğinde.